Sitem'e Hoş Geldiniz
  Turkcell Süper Ligi
 
Turkcell Süper Ligi’nde şampiyonlukları belirleyen teşvik primleri yeniden tartışılmaya başlandı. Futbol Federasyonu yönetimine müdahale etmek isteyen AKP’nin kullandığı gündem aynı zamanda futbolda mafyanın ve çetecilerin belirleyici olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.

Kasım ayı sonunda bir televizyon kanalında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a yönelik şike iddialarıyla patlayan skandal, futbolda kirli ilişkilerin bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu. Kendini iyi bir Fenerbahçeli olarak tanıtan Cihan Oskay, 2000-01 sezonunda Fenerbahçe’nin Samsunspor’a şike, Trabzonspor`a da teşvik primi verdiğini iddia etmişti.

Teşvik primi iddiasından sonra Aziz Yıldırım’ın tartışmada Futbol Federasyonu’nu, “Bu kadar pisliğe batmış bir ortamın altından Federasyon kalkamaz. Çünkü işin içinde onlar var, onların olduğu yerde temizlik olmaz” sözüyle suçlaması iplerin kopmasına neden oldu. Yıldırım, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından bir yıl hak mahrumiyeti cezasına çarptırıldı. Fenerbahçe ile Başkanlığını Haluk Ulusoy’un yaptığı Futbol Federasyonu’nun karşı karşıya gelmesine yol açan tartışmaya geçtiğimiz günlerde Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin de katıldı. Şahin, federasyon genel kurulunda AKP hükümetinin adayına karşı başkan olan Haluk Ulusoy’u istifiya davet etti. Ulusoy’un, genel kurulda mafya ittifakının adayı olduğu ileri sürülmüştü. Diğer yandan, Türkiye’yi izlemeye alan FIFA’nın da “kirli ilişkiler” konusunda Haluk Ulusoy’ı gayri resmi bir şekilde uyardığı kamuoyuna yansımıştı.

Şike gündemiyle başlayan tartışmanın doğrudan futbol mafyasının belirlediği federasyon yönetiminin meşruiyetinin sorgulanmasına taşınması mafyanın futbolda ve futbol endüstrisinin oluşturduğu pastadaki rolünü gündeme getirdi.

Futbol dünyasında mafyanın ağırlığını ortaya koyan haberlerle bir bir patlak veren şike skandalları paralel bir artış gösteriyor. Milyarlarca dolarlık bir rantın döndüğü sektörde birkaç yıldır yaşanan bahis patlamasıysa söz konusu artışın en önemli nedenleri arasında gösteriliyor.

Mafyanın futbol tutkusu
Geçtiğimiz yıllarda futbol kulüplerini illegal yollardan kazanılan paraların aklandığı mekanlar olarak kullanan mafya, artık ortadaki ranta da gözünü dikmiş durumda. Mafya liderlerinin klüp yöneticileri, hakemler, federasyon temsilcileri ve futbolcularla ilişkileri bu dünyadaki kirliliği gözler önüne seriyor.

2004 yılında basında yer alan telefon görüşmeleri, Alattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçarken kullandığı pasaportun Beşiktaş Kulübü vasıtasıyla verildiğini ortaya çıkardı. O dönemde kulübün menajeri olan Sinan Engin, pasaportları sağlarken kulüp başkanı Serdar Bilgili’nin Çakıcı’ya verilen cezanın hafifletilmesi için çaba sarf ettiği iddia edildi. Sinan Engin'le Alattin Çakıcı’nın kardeşi Gencay Çakıcı arasındaki telefon görüşmesindeyse Galatasaray yöneticisi Ergün Gürsoy’un Çakıcı ile yakınlaşmak için gösterdiği çabalar konuşuluyordu. Gencat Çakıcı Gürsoy için “Ergun abi bana ve abime isimlerimiz yazılı iki Galatasaray forması göndermiş. Hem de bize. Onu severiz bilirsin. Şimdi işin yoksa Galatasaray'ı seneye şampiyon yap” ifadelerini kullandı.

Mafyanın bir diğer ünlü ismi Sedat Peker’in futbol dünyasıyla kurduğu ilişkiler ise yakından biliniyor. Peker’in cezaevine konmadan önce kurduğu “ozturkler.com” isimli internet sitesinin “görkemli” açılış törenine Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy, Eski Spor Bakanı Mehmet Ali Yılmaz da dahil olmak üzere futbol dünyasından pek çok isim katılmıştı. Peker’in cezaevine girmesinden sonra ortaya çıkan telefon görüşmelerindeyse Hakan Şükür, Sergen Yalçın gibi futbolcuların Peker ile olan yakın ilişkisi ortaya konuyordu. 15 Mayıs 2004’te oynanan Çaykur Rizespor-Beşiktaş karşılaşması da ligdeki Peker ağırlığını ortaya koyuyordu. Rizespor’un ligde kalması için kazanması gereken maçta devreye Sedat Peker giriyor ve telefon görüşmeleriyle Sergen Yalçın’ın oynamamasını sağlıyordu. Peker’e yakın isimlerden Yaşar Durmuşoğlu maçın oynandığı akşam gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde “Reis olmasa bu takım küme düşmüştü” ifadesini kullanıyordu.

Susurluk emeklileri de devrede
Susurluk davası sanıklarından Ali Fevzi Bir ise kurduğu şike şebekesiyle gündeme oturmuştu. Ali Fevzi Bir ile Federasyon yetkilileri Yemen Ekşioğlu ve Aydın Torunoğlu, futbol hakemleri Sadık İlhan, Ali Uluyol, Süleyman Uysal, Sebahattin Bitirim ve Harun Yiğit ile Sakaryaspor Teknik Direktörü Coşkun Demirbakan, Gençlerbirliği Teknik Direktörü Erdoğan Arıca, Gaziantepspor Teknik Direktörü Samet Aybaba, Karabükspor Teknik Direktörü Hasan Vezir, yurtdışında müşterek bahis oynattığı Şenol isimli kişi ve Dilek isimli kadın arasında geçen konuşmalarla, bahiste kazanma amaçlı şike yapıldığına ilişkin kanıtlar ortaya konmuştu. Olayın dava dosyasındaki iddianamede ''Ali Fevzi Bir ile hakem Sadık İlhan ve firari Şenol Dede'den oluşan 'üçlü çete'nin, internet kanalıyla Türkiye liginden seçilen maçların sonuçları üzerinde bahis oynadıkları, maçların ihtimale göre sonuçlanması için de hakemlere kadın ve para sundukları'' ibaresi yer almıştı.

Skandalda ismi geçen Dilek Uzun, Ali Fevzi Bir'in talimatıyla kendisinin ve ablası Derya Uzun’un para karşılığı Sadık İlhan'la birlikte olduklarını söylemiş, karşılığında 100 dolar aldığını ifade etmişti. Tutuklanan Sadık İlhan 1 ay ceza evinde kaldıktan sonra 2 milyar lira tazminatla tahliye olmuştu. Ali Fevzi Bir’in, sahibi olduğu Öz Sahrayı Ceditspor’un kazanması gereken bir maça Susurluk çetesi üyeleriyle beraber gelerek rakip takımı tehdit ettiği ve ikinci yarıda sahaya çıkmamasını sağladığı biliniyor.


Bahisle şike yapan futbolcu korunuyor
Geçtiğimiz aylarda ise milli futbolcular Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz’in eşlerinin arabalarının kurşunlanması, olayın bahis mafyası tarafından gerçekleştirildiği iddialarını gündeme getirmişti. Öncesinde karıştığı bahis skandalı nedeniyle altı ay müsabakalardan men cezası alan Gökdeniz Karadeniz’in bahis mafyasına olan borcu nedeniyle kurşunlanma olayının gerçekleştirildiği belirtilirken olay nedeniyle tutuklu bulunan çete lideri Hakan Süleyman mahkemede, Karadeniz’in lisansının iptal edilmemesi için korunduğunu dile getirmişti.


Futbolda “İddia” büyük
Futboldaki mafya-şike döngüsünü hızlandıran en önemli etmenlerden biri olarak gittikçe büyüyen bahis sektörü gösteriliyor. Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’de yaygın olmayan müsabaka sonuçları üzerine bahis oynama bugün milyonlarca kişinin en büyük tutkusu haline gelmiş durumda. Önceleri internet üzerinden oynanan bahisler, Spor-Toto Teşkilatı’nın düzenlediği “İddia” oyunuyla legal bir form kazandı. Bugün “İddia” yıllık 1.5 milyar dolarlık bir ciroya sahip bir sektör haline gelirken oyunun Milli Piyango İdaresi’ne devredilmesi ve sonrasında özelleştirilmesi gündemde. Hükümetin bu çabalarının halihazırda futboldaki şike mekanizmasını körükleyen bahis oyunlarının tümüyle kontrolden çıkmasına neden olması bekleniyor.

********************************************************************************
******

Zengin başkan kulübü esir alıyor

1,5 milyar dolar civarında bir hacme sahip olduğu tahmin edilen Türkiye futbol endüstrisinin üç büyükleri zengin başkanlar ve etrafında kümelenenler tarafından esir alınmış durumda. Üç büyük kulübün yöneticilerinin inşaat, turizm ve tekstilcilerden oluşması dikkat çekiyor.

Şike batağındaki Turkcell Süper Ligi’nin üç büyük kulübünde görev yapan başkanların profili, Türkiye’de futbol dünyasında kopan fırtınayı açıklamaya yetiyor. Üç büyüklerin başkanlarının kulüplerine hizmetten çok, mevkilerinden işlerinde itibar ve kazanç için yararlanmayı gözettikleri anlaşılıyor.

Dayısı sağlam başkan
Aziz Yıldırım 1998 yılından bu yana Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başkanlığını yapıyor. Yıldırım, dayısının şirketlerinden birinde müdür olarak iş hayatına atıldı. 83 yaşındaki dayısının Makyal Şirketler Grubu ile birlikte NATO’nun üslerini, dinleme tesislerini inşa eden Aziz Yıldırım dayısının serveti ile dikkat çekiyor.

Forbes dergisinin 2006 yılı dolar milyarderleri araştırmasına göre 1 milyar dolarlık serveti ile Türkiye’nin en zengin 21’inci patronu olan Faruk Yalçın’ın Fenerbahçe Spor Kulübü’nün gizli finansörü olduğu iddia ediliyor.

İnşaat ve taahhüt alanındaki şirketleriyle emperyalizme adını duyuran Aziz Yıldırım’ın bir de petrol şirketi bulunuyor. Bu şirketin uçak ve gemiler için yakıt ikmal ve dağıtım lisansı bulunuyor.

Fenerbahçe Spor kulübünün yönetiminde inşaat-turizm ve tekstil alanında faaliyet gösteren çok sayıda işadamı bulunuyor. Bunlar arasında öne çıkan isim ise Nihat Özdemir. Limak’ın sahibi Özdemir de NATO ile iş yapanlar arasında. Son dönemde özelleştirme ihallerindeki yağmasıyla tanınıyor.

Taşeron tekstilci
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, Türkiye’deki ucuz iş gücü, düşük maliyet ve yüksek verimi değerlendiren tekellere hizmet ediyor. Canaydın 1963 yılında, babasının mesleği olan tekstil sektöründe iş hayatına başladı. Kısa bir süre sonra babasından ayrılarak kendi işini kurdu. 1984 yılında İtalyanlarla ortaklığa girerek dokuma, tekstil, örgü, boya ve konfeksiyon alanında yatırımlarda bulundu. Türkiye'de Bursa'daki fabrikası 20 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu ve bin 200 çalışanı var. Bu fabrikada Kappa, Nike, Next, Lacoste, Fila, Adidas gibi tekeller için üretim yapıyor. Tekstilci başkanın yardımcılığını inşaatçı Adnan Polat yapıyor.

Gaz vermiyor, borç veriyor
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Başkanı Yıldırım Demirören Milangaz, Likidgaz ve Atakoleji’ni de içinde barından Demirören Şirketler Grubu başkan vekili. Demirören göreve geldiğinde kulübün 27 milyon YTL borcu bulunuyordu. Bugünkü borç ise 140 milyon YTL. Bu borcun 32 milyon doları Yıldırım Demirören’e. “Para babası” başkan, aynı zamanda Türk-Amerikan İşadamları Derneği üyesi. BJK’nin yönetiminde inşaatçılar ve turizmciler ağırlıklı olarak yer alıyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü de yönetimde görev alanlar arasında.

********************************************************************

Dünya futbolunda kirli ayaklar

Türkiye, ligde şike skandalıyla çalkalanırken başta AB ülkeleri olmak üzere pekçok ülkede futbolda şike, bahis, rüşvet skandalları olağan hale gelmiş durumda. Son dönemde futbolda kirli ilişkiler söz konusu olduğunda, son dünya şampiyonu İtalya, dünya kupasına ev sahipliği yapmış Almanya ve sambacıların ülkesi Brezilya öne çıkıyor.

"Temiz Kıyaklar Operasyonu”
Bu yılın Mayıs-Haziran aylarında İtalya'da Juventus’un eski genel direktörü Luciano Moggi'nin merkezinde durduğu bir skandal patlak vermiş ve olayı inceleyen İtalya Futbol Federasyonu (FIGC) skandala başka kulüplerin de karıştığını ortaya çıkarmıştı. Skandala Juventus’un dışında Serie A'dan Milan, Fiorentina, Lazio, Udinese, Messina, Siena ile Serie B'den Arezzo, Cretone ve Avellino da dahil olmuştu. Skandal, 2004-2005 sezonunda 18 maçta şike şüphesinin ortaya çıkmasıyla patladı. Ayrıca aynı sezonda, transferde usulsüzlük yapıldığı iddiası ortaya atıldı.

Temiz Ayaklar Operasyonu çerçevesinde FIGC, skandala adı karışan kulüp ve kişiler hakkında Roma Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş ve Savcılık da daha sonra adı geçen kulüp, oyuncu ve yöneticileri yargılanmak üzere mahkemeye sevk etmişti. Yargılama sonucunda belirtilen kişi ve kurumlar önemli cezalara çarptırılmıştı; ancak daha sonra başta Milan’ınkiler olmak üzere, bu cezalarda önemli indirimlere gidildi. Birçok otorite, bu beklenmeyen gelişmenin sebebi olarak aynı zamanda Milan futbol kulübünün sahibi ve başkanı da olan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iyi arkadaşı eski Başbakan Silvio Berlusconi gibi isimlerin bizzat yargıya müdahale etmiş olması ihtimali üzerinde duruyor. Bu duruma paralel olarak da, “Temiz Ayaklar Operasyonu” şeklinde adlandırılan yargılama sürecinin, “Temiz Kıyaklar Operasyonu” olarak değiştirilmesini öneriyorlar.

Islık Mafyası Skandalı
23 Eylül 2005 tarihinde Veja dergisi tarafından ortaya çıkarılan skandalda, içlerinde FIFA kadrosundan yer alan hakemlerin de bulunduğu bir dizi hakemin; bahis oynayan yatırımcılarla anlaşıp sonuçlara müdahale etmesi skandalına Mafia de Apoto, Islık Mafyası adı verilmşti. Davaya bakan mahkeme, içlerinde ulusal kupa maçları da dahil olan 15 maçın tekrarlanmasına karar verirken, şikeye karışan hakemler tutuklanmış ve ömür boyu meslekten men cezasına çarptırılmışlardı. İnternet sitelerinde yüklü miktarlarda bahis oynayan yatırımcılardan para aldığını itiraf eden hakem Edílson Pereira de Carvalho bunu bir türlü ödeyemediği borçlarını kapatabilmek için, sadece 4 bin 400 dolar karşılığında yaptığını ifade etmişti.

“Hırvat – Alman Ortak Yapımı, Buzdağının Görünen Yüzü”
2005 yılının ilk aylarında Alman futbol camiası, hakem Robert Hoyzer etrafında dönen 2 milyon avroluk şike skandalıyla çalkalandı. Hoyzer’in ilk önce reddettiği iddiaları kabul edip yargı sürecinde mahkemeye tüm bildiklerini anlatmasıyla su yüzüne çıkan olayda, senaryo yine aynı: Oynanan yüklü miktarda bir bahis ve skora etki etmeye çalışan bir hakem! Şikenin geçtiği mekan dünya kupasına ev sahipliği yapacak kadar gelişkin bir pazara sahip olan Alman futbol ligi Bundesliga, olunca oyuncu kadrosu da zenginleşip, çok uluslu bir hale geliyor.

Hoyzer’in itiraflarına göre şike yapması için kendisine para teklif eden isimler, Hırvatistan’da yüklü miktarlarda bahis oynayan ve oynatan Sapina kardeşler. “Alman futbolundaki en büyük leke” olarak nitelendirilen olayın çarpıcı bir boyutu da, skandalın yalnızca bu isimlerle sınırlı kalmayıp birçok futbolcunun, teknik adamın ve resmi yetkilinin “Organize Suç Şebekesi” kurma suçuyla yargılanmaları oldu. Araştırmalar ve yargılamalar sonucunda yetkili mahkemenin verdiği “1. Lig’deki hiçbir maça şike karışmadığı tespit edilmiştir” hükmü ise pek inandırıcı bulunmayarak birçok tartışmaya sebep olmuştu. Mahkemenin bu tavrı, yaklaşmakta olan Dünya Kupası öncesi, buzdağının görünmeyen yüzünü ifşa etmekten kaçınmak şeklinde yorumlanmıştı.

İtalya’da “Temiz Ayaklar Operasyonu”ndan sonra verilen cezalar

* Yargılamada, esas mahkemesi niteliği taşıyan ilk aşamada alınan kararlar doğrultusunda FC Juventus, ACF Fiorentina ve SS Lazio, İkinci Lig’e düşürüldü. Ancak daha sonra Fiorentina ve Lazio yaptıkları itirazlar sonucu Serie-A’ya geri döndüler.
* Juventus Serie-B'ye düşürüldü.
* Bir sonraki sene -30 puandan başlamasına karar verildi.
* 2005 ve 2006 şampiyonluk unvanları geri alındı.
* 2006-07 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı elinden alındı.
* Lazio’nun -11 puanla; Fiorentina’nın da -19 puanla bir sonraki sezon lige başlamaları karara bağlandı, 2006-07 UEFA Kupası’na katılma hakkı elinden alındı.
* Bu 3 kulüp aynı zamanda puan silme cezalarına da çarptırıldı.
* AC Milan’ın, Birinci Lig’de kalması uygun görülürken, ancak kırmızı-siyahlıların 15 puanı silinerek, bu yıl Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne gitme hakkı elinden alındı ve bir sonraki sezona 9 puan eksiyle başlaması kararlaştırıldı.
* Diğer takımlardan gelecek sezona FC Juventus’un 30, ACF Fiorentina’nın 12, SS Lazio’nun ise 7 puan eksiğiyle başlamaları karara bağlandı.

* Luciano Moggi (Juventus Genel Direktörü): 5 yıl görevden men ve meslekten ihraç edildi.
* Antonio Giraudo (Juventus Başkanı): 5 yıl görevden men ve meslekten ihraç edildi.
* Adriano Galliani (Milan Asbaşkanı): 1 yıl görevden men edildi.
* Leonardo Meani (Milan Yöneticisi): 3 buçuk yıl görevden men edildi.
* Diego Della Valle (Fiorentina’nın sahibi): 4 yıl görevden men, 30 bin avro para cezası verildi.
* Andrea Della Valle (Fiorentina Başkanı): 3 buçuk yıl görevden men, 30 bin avro para cezası verildi.
* Sandro Mencucci (Fiorentina Genel Direktörü): 3 buçuk yıl görevden men edildi.
* Claudio Lotito (Lazio Başkanı): 3 buçuk yıl görevden men, 40 bin avro para cezası aldı.
* Franco Carraro (Futbol Federasyonu eski başkanı): 4 yıl 6 ay görevden men edildi.
* Innocenzo Mazzini (Futbol Federasyonu eski asbaşkanı): 5 yıl görevden men edildi.
* Pierluigi Pairetto (Futbol Federas. Hakem atamaları eski yöneticisi): 2 buçuk yıl görevden men edildi.
* Paolo Bergamo (Futbol Federasyonu eski üyesi): Ömür boyu görevden men edildi.
* Tullio Lanese (Hakemler Derneği eski başkanı): 2 buçuk yıl görevden men edildi.
* Massimo De Santis (Eski hakem): 4 buçuk yıl görevden men edildi.
* Paolo Dondarini (Eski hakem): 3 buçuk yıl görevden men edildi.
* Gianluca Paparesta (Eski hakem): 3 ay görevden men edildi.
* Fabrizio Babini (Eski hakem): 1 yıl görevden men edildi.
* Claudio Puglisi (Eski hakem): 1 yıl görevden men edildi.
 
  Bugün 4 ziyaretçi (59 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol